Antalya dendiğinde çoğumuzun aklına ilk olarak masmavi denizler, upuzun plajlar ve göz kamaştıran oteller geliyor. Ama aslında bu şehir bundan çok daha fazlası. Toroslar’ın eteklerine yaslanmış, tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklar, her köşesinde başka bir güzelliği saklıyor. Eğer elinizin altında bir araba varsa, Antalya’nın gizli kalmış cennetlerine ulaşmak sandığınızdan çok daha kolay. Ama tatile aracınızla gelmediyseniz de endişe etmeyin çünkü Antalya araç kiralama seçenekleri de oldukça geniş.
Şunu da hatırlatalım: Bu rotalar sizi yalnızca deniz kenarına değil, serin yaylalara, antik taş sokaklara, dağların arasına gizlenmiş şelalelere ve zamanın durduğu köylere de götürüyor. Aracınıza atlayıp şehir merkezinden biraz uzaklaştığınızda, tabelalarda belki daha önce hiç duymadığınız yer isimleri göreceksiniz. İşte tam da oralarda başlıyor Antalya’nın gerçek ruhu. Bu yazıda sizlere, Antalya’da araçla rahatça ulaşabileceğiniz, doğasıyla, tarihiyle, havasıyla ve huzuruyla insanın içini açan 7 rota listeledik. Eğer hazırsanız, keşfe çıkıyoruz. ?
Düden Şelalesi
Antalya merkezde konaklıyorsanız, ilk durağınız Düden Şelalesi olabilir. Şehir merkezine sadece 20 dakika uzaklıkta ama sanki bambaşka bir dünyadaymışsınız gibi hissettiriyor. Özellikle yazın sıcağında serin suların sesi ve ağaçların gölgesi insana ilaç gibi geliyor.
İki farklı bölüm var: Yukarı Düden ve Aşağı Düden. Yukarı tarafında yürüyüş yolları, çay bahçeleri ve hatta şelalenin arkasından geçebileceğiniz küçük bir mağara bile var. Aşağı Düden ise falezlerden denize dökülen o meşhur manzarasıyla biliniyor. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, burada gün batımında harika kareler yakalayabilirsiniz.
Olympos ve Çıralı
Kemer yönüne doğru ilerlediğinizde, tabelalarda Olympos ve Çıralı’yı gördüğünüzde hemen sapın. Antalya merkezden yaklaşık 1,5 saat sürüyor ama yol çok keyifli. Hele o son kısımdaki çam ağaçlarıyla çevrili yol… İnsan yavaş yavaş inerken “Cennete mi geliyorum acaba?” diye düşünmeden edemiyor.
Olympos’ta hem tarih var, hem doğa, hem de deniz. Antik kalıntıların arasından yürüyüp sahile ulaşıyorsunuz. Plaj biraz taşlı ama suyu tertemiz. Çıralı ise biraz daha sakin, huzurlu bir yer. Geceleri Yanartaş’a çıkabilir, kayalıklardan çıkan doğal alevleri izleyebilirsiniz. Gerçekten çok etkileyici bir manzara. Kamp yapmayı seviyorsanız, burada çadır kurabileceğiniz güzel alanlar da var.
Side
Side, tarihi yapıların denizle bütünleştiği çok özel bir yer. Antalya merkezden yaklaşık 1 saat uzaklıkta. Yol boyunca deniz manzarası ve portakal bahçeleri size eşlik ediyor. Özellikle bahar aylarında giderseniz, o mis gibi turunç kokuları sizi mest eder.
Apollon Tapınağı, antik tiyatro, taş sokaklar… Hepsi yürüyerek gezilebilecek mesafede. Gün batımında tapınağın önüne oturup denizi izlemek, şehir stresinden uzaklaşmak isteyenler için birebir. Bir de liman tarafında küçük balık restoranları var; deniz manzarasına karşı güzel bir akşam yemeği yemek isteyenler kaçırmamalı.
Lymra Antik Kenti ve Arykanda
Antalya’nın Finike ilçesine yakın olan Lymra Antik Kenti ve Arykanda, henüz çok bilinmeyen ama kesinlikle görülmeye değer rotalar arasında. Lymra’ya ulaşmak için Finike’ye gidip oradan kuzeye doğru kıvrılan yolları takip etmeniz gerekiyor. Toplamda Antalya merkezden yaklaşık 120 km’lik bir mesafe var ancak yolculuğun her dakikası şahane güzelliklerle dolu.
Lymra, özellikle kaya mezarlarıyla dikkat çekiyor. Sessizliği, doğayla bir bütün oluşu ve turist kalabalığından uzak atmosferiyle gerçekten nefes kesici. Arykanda ise biraz daha yukarıda yer alıyor ve bu antik şehir, Roma döneminden kalma hamamları, stadyumu ve tiyatrosuyla oldukça iyi korunmuş durumda. Buraya çıktığınızda tüm Finike Ovası’nı görebileceğiniz harika bir manzara sizi bekliyor.
Kaputaş Plajı Rotası
Antalya’dan Kaş yönüne doğru ilerlediğinizde yol üzerindeki en büyüleyici duraklardan biri Kaputaş Plajı. Antalya şehir merkezinden yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta olan bu plaj, Kaş ile Kalkan arasında, sarp kayalıkların arasında gizli bir cennet gibi sizi bekliyor. Yol biraz uzun olsa da, manzarasıyla sizi büyüleyecek türden. Araçla seyahat edenler için en keyifli rotalardan biri olduğu kesin. Sırf bu plajı görmek için her yıl binlerce insan Antalya’ya geliyor.
Plajın turkuaz rengi denizi, altın sarısı kumları ve dik kayalıkların arasında yer alması burayı çok özel kılıyor. Plaja inmek için merdivenlerden biraz yürümek gerekiyor ama bu manzara için her adım değer. Kaputaş, doğal bir plaj olduğundan herhangi bir tesis yok, bu yüzden hazırlıklı gitmek iyi fikir olabilir. Eğer vaktiniz varsa Antalya tatilinizin bir gününü mutlaka buraya ayırmalısınız.
Gömbe Yaylası
Antalya’nın sıcağından biraz olsun uzaklaşmak isteyenler için Gömbe Yaylası harika bir seçenek. Kaş ilçesine bağlı olan bu yayla, yaklaşık 1200 metre rakıma sahip ve yaz aylarında bile serin havasıyla insanın içini ferahlatıyor. Kaş’tan yaklaşık 60 kilometre mesafede olan Gömbe’ye doğru uzanan yol, çam ormanları ve meyve bahçeleri arasında ilerliyor. Özellikle elma ve ceviz bahçeleri yolculuğunuza eşlik edecek.
Gömbe’deki en önemli durak Uçarsu Şelalesi. Toros Dağları’nın kalbinden çıkan bu şelale, bölge halkı tarafından kutsal kabul ediliyor. Ayrıca Yeşilgöl adı verilen küçük gölet de doğa yürüyüşleri ve piknik için oldukça ideal. Eğer aracınız yayla yollarına uygun değilse bu şartlara uyum sağlayacak araç kiralama seçeneklerine göz atmanız daha faydalı olacaktır.
Sagalassos Antik Kenti
Burdur’un Ağlasun ilçesine bağlı olan Sagalassos, Antalya’ya yaklaşık 110 km mesafede. Ancak yolculuğunuzun büyük kısmı dağ yollarından geçtiği için biraz zaman alabilir. Yine de aracınızla rahatlıkla ulaşabileceğiniz bu antik kent, tüm çabanıza değecek kadar etkileyici.
Sagalassos, Roma döneminden kalma yapılarıyla büyüleyici bir atmosfere sahip. Tiyatrosu, agora alanı ve özellikle su kemerleri hala oldukça sağlam durumda. En dikkat çeken yapı ise Antoninler Çeşmesi. Restore edilmiş haliyle hala su akan bu tarihi çeşme, gerçekten nefes kesici. Antik kentin bulunduğu yükseklik sayesinde muazzam bir doğa manzarası da sizi bekliyor. Tarihi seven herkesin mutlaka rotasına eklemesi gereken bir yer.
Antalya’yı sadece bir tatil bölgesi olarak görmek büyük bir haksızlık. Eğer direksiyon başına geçip kendi yolunuzu çizerseniz, bu şehir size hem tarih hem doğa hem de iç huzur sunuyor. Her virajın ardından başka bir manzara, her durakta farklı bir hikaye çıkıyor karşınıza.
Yaz boyunca denize girip güneşlenmenin ötesine geçmek, yeni yerler keşfetmek ve biraz da kalabalıklardan uzaklaşmak istiyorsanız, listedeki yerlere mutlaka uğrayın. Yol sizi nereye götürürse götürsün, Antalya’da her rotanın sonunda iyi ki gelmişim dedirtecek bir güzellik var. Arabanızın müziğini açın, camı aralayın ve Akdeniz’in yolculuklara layık ruhunu doyasıya yaşayın. ☀️