Yıldız Parkı Nerede, Nasıl Gidilir? Kahvaltı ve Giriş Ücreti

Yıldız Parkı Korusu Beşiktaş ile Ortaköy arasında yer alan yaklaşık 46 hektarlık alanı ile kent içerisindeki en büyük koru olan Yıldız Parkı, çeşitli tarih kaynaklarında adı geçen defne ormanları ve mitolojik öykülerdeki “Pan”ın Boğaziçi’nde flütünü çaldığı yeşillikler olarak da biliniyor.

Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) dönemindeki kayıtlarda ilk kez ismine rastlanan ve 1600’lü yılların başında “Kazancıoğlu Bahçesi” olarak anılmaya başlanan Yıldız Korusu, lale devrinin masalımsı “Çerağaneğlenceleri”nin düzenlendiği yer olarak da tarihte yer alıyor.  Yıldız Köşkü’nün de içinde yer aldığı korulukta, yeniçeri teşkilatı kaldırıldıktan sonra kurulan Asakir-i Mansureyi Muhammediye’nin eğitimlerinin de burada yapıldığı biliniyor.

Bezm-i Alem Sultan’ın da bir kasır inşa ettirdiği ve Sultan Abdülaziz’in ise Çırağan Sarayı’nı yaptırdıktan sonra kendisinin de hayran kaldığı bu koruluğu, bugünkü ana cadde üzerinde bir kısmı halen ayakta duran taş ve mermer işlemeli köprüyle saraya bağladığı ve o dönemde sadece padişah ile yakın çevresinin kullanabildiği korunun “Mabeyn Bahçesi” adı ile anıldığı kaydediliyor.

Önemli Bilgi: İstanbul’un keşfedilmemiş yerlerini keşfetmek, tarihi sokaklarında gezmek ve ada plajlarında yüzmek istiyorsanız İstanbul’da gezilecek yerler için oluşturduğumuz listemize mutlaka bir göz atın, pişman olmayacaksınız. :)

İlk Önce Yıldız Parkı Videomuz

Bu güzel yeri daha yakından görmek isteyenleri şöyle alalım.. Daha çok video gelmesi için lütfen bizi takip edin. Youtube Kanalımıza Abone olun. :)

Yıldız Parkı Korusu Tarihi – Her Metre Karesine Altın Döküldü

Tahta çıktıktan sonra Yıldız Sarayı’na yerleşen II. Abdülhamid’in  Malta, Çadır, Şale, Kaskat, Limonluk, Set ve Cihannüma köşkleri ile  Saray Tiyatrosu’nu inşa ettirirken, yerli ve yabancı uzmanlara büyük paralar harcayarak düzenlettiği koru için hatıra defterinde “her metre karesine altın döküldü” ifadesine yer verdiği biliniyor.

Cumhuriyetin ilanından sonra da Yıldız Korusu’nda yeni düzenlemeler yapılırken, 1925’te bir İtalyan işletmeciye verilen ve bir casino olarak kullanılan Şale Köşkü, Atatürk’ün emriyle bu işletmeciden alınıp boşaltılarak yanlış bir kullanımın önüne geçildi.
1930’larda Yıldız Sarayı kompleksi üç bölüme ayrılırken,  1978’de Harp Akademisi’nin kendisine ayrılan bölümden ayrılmasıyla burası Kültür Bakanlığına bağlandı. Şale Köşkü TBMM’ye, koruluk ile içindeki Malta ve Çadır köşkleri ise İstanbul Belediyesine verildi.

İmzalanan bir protokolle, 1940’tan itibaren koru “Yıldız Parkı” adını aldı. 1960-70’li yılları arasında bakımsız kalan park, 1979 yılında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Genel Müdürü Çelik Gülersoy ile İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil arasında imzalanan protokolle, içindeki köşkler restore edilerek yeniden düzenlendi ve kullanıma açıldı.

Park ve Köşkler

Yıldız Parkı, İstanbul’un en büyük yeşil alanlarından biri olup, içinde tarihi köşkler ve yürüyüş yolları barındırır. Malta Köşkü ve Çadır Köşkü, parkın içinde yer alan ve Osmanlı dönemine tanıklık etmiş önemli yapılardır. Malta Köşkü, Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmış olup, manzarasıyla ünlüdür. Tarihi dokuyu yaşatan bu köşkler, günümüzde restoran ve kafe olarak kullanılmakta, ziyaretçilerine İstanbul’un geçmişiyle iç içe bir deneyim sunmaktadır.

Burada 400 Yıllık Ağaçlar Sizleri Bekliyor

1994’te kira mukavelesi yenilenmeyerek kullanımı İstanbul Büyükşehir Belediyesine geçen köşkler ve parkta, aralarında 400 yıllık olanlarla birlikte nadir bulunan sekoyaların yanı sıra çamlar, sedirler, köknar, ladin, dişbudak, porsuk, ardıç, akçaağaç, meşe, yalancı akasya, sofora, at kestanesi, menengiç, Çin şemsiye ağacı, Amerikan lale ağacı, acem dutu, sabunağacı, kaymakağacı ve oya ağacı gibi çoğunluğu yabancı kökenli  120’den fazla egzotik ağaç ve çalı türü bulunuyor.

Nerede Yenir?

Yıldız Parkı içinde yer alan çeşitli kafe ve restoranlar, hem tarihi atmosferi hem de güzel manzarasıyla yemek yemek için ideal alanlar sunar. Özellikle Malta Köşkü Kafe, Osmanlı mimarisiyle harmanlanmış tarihi bir mekanda, manzaraya karşı keyifli bir kahvaltı yapma fırsatı sunmaktadır. Cumartesi ve Pazar günleri açık büfe kahvaltı servisi de sunan kafe, İstanbul’da tarihi dokuyu hissetmek isteyenler için mükemmel bir seçimdir.

Yıldız Parkı Kahvaltı Yerleri

Malta Köşkü: Yıldız Parkı içindeki iki tarihi köşkten biri olan Malta Köşkü muhteşem boğaz manzarası eşliğinde aileniz veya arkadaşlarınızla birlikte bu nezih köşkte keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz. 80 çeşitten oluşan açık büfesinden seçebileceğiniz nefis kahvaltılıklar hem gözünüze hem de midenize hitap edecek.

Yıldız Parkı Malta Köşkü kahvaltı fiyatı: Sadece Cumartesi, Pazar ve resmi tatil günlerinde hizmet veren bu köşkte açık büfe kahvaltının kişi başı fiyatı 350 TL dir.

Köşk 09:00 – 13:30 saatleri arası kahvaltı servisi sunarken 14.00’ten sonra da yemek servisi yapıyor. Bahçesinde 300 kişiyi ağırlayabilen köşkün iç mekanı da konuklarını ağırlamaya müsait. Bu nedenle randevu alınmıyor. Ama erken saatlerde gitmenizde fayda var.

Yıldız Parkı Çadır Köşk kahvaltı fiyatı: Yeşilliklerin içindeki köşk hafta içi kahvaltı tabağı, hafta sonu açık büfe kahvaltı imkanı sunuyor. 10 kişi ve üzeri misafirlerin rezervasyon yaptırması gerekiyor. Peynir ve zeytin çeşitleri, domates, tereyağı ile süzme baldan oluşan kahvaltı tabağı kişi başı: 300 TL. olarak ücretlendirilmektedir.

Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücreti: 2024

Yıldız parkı ziyaret saatleri: Bu güzel park 07:00 – 00:00 arasında ziyarete açıktır. Aileniz yada sevdikleriniz ile beraber geçirebileceğiniz uzun süreli saatler sizi bekliyor olacak.

Yıldız parkı giriş ücreti: Her hangi bir ücret talep edilmemektedir. Sadece araç ile girişlerde otopark ücreti olarak: 70 TL. alınmaktadır.

Yıldız Parkı Korusu Nerede ve Nasıl Gidilir?

Yıldız Sarayı ve Parkı’na ulaşmak oldukça kolaydır. Saray ve park, Barbaros Bulvarı üzerindeki Conrad Hotel’in yanından başlayarak geniş bir alanı kaplar. Saray binaları birbirinden büyük duvarlarla ayrılmış olsa da, parkın yürüyüş yollarında gezerek keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Yıldız Parkı’na taksi veya toplu taşıma ile rahatça ulaşabilir, ziyaretinizi Sultan II. Abdülhamid’in izinde bir tarih yolculuğuna çevirebilirsiniz.

1. Avrupa yakası, Eminönü – Beşiktaş, Sarıyer – Beşiktaş sahil yolunu takip ederek Yıldız parkına ulaşabilirsiniz.
2. Anadolu yakası ulaşmak için; Boğaziçi Köprüsü (15 Temmuz şehitler köprüsü)nü geçip Beşiktaş sapağından Yıldız Parkı tabelasını takip ederek ulaşabilirsiniz. Açık adresi ise şu şekildedir; Yıldız Parkı – Beşiktaş / İSTANBUL Konum bilgisi için tıklayın.

Yıldız Parkı, Şale ve Saray: II. Abdülhamid’in Sığınağı

Yıldız Parkı ve Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Sultan II. Abdülhamid’in hayatındaki en önemli sığınaklardan biri olmuştur. Beyazıt Meydanı’nın yanındaki tepenin üzerine ilk olarak Eski Saray yapılmış, daha sonra Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe Sarayı Osmanlı padişahlarına hizmet vermeye başlamıştır. İmparatorluğun son dönemlerinde ise Yıldız Sarayı, Sultan II. Abdülhamid’in hem huzur bulduğu hem de dertlerine tanıklık eden bir yer olmuştur. Parkın içinde yer alan köşkler ve şale, Osmanlı mimarisinin inceliklerini yansıtırken, tarihin izlerini taşıyan bu alan ziyaretçilerine büyüleyici bir deneyim sunar.

Yıldız Şale

Yıldız Şale, zarif bir mimariye sahip olup, Osmanlı döneminin estetik anlayışını en güzel şekilde yansıtır. İçinde yer alan salonlar, Sultan II. Abdülhamid’in konuklarını ağırladığı lüks alanlar olarak dikkat çeker. Şale’nin en bilinen bölümü olan Merasim Salonu, zengin dekorasyonu ve göz alıcı süslemeleriyle görenleri hayran bırakır. Şale, aynı zamanda Avrupa’dan gelen konuklara gösterilen ihtişamlı Osmanlı misafirperverliğini simgeler.

Yıldız Sarayı Binaları

Yıldız Sarayı, geniş bir alana yayılan birçok bina ve köşkten oluşur. En dikkat çekici yapılarından biri olan Büyük Mabeyn Köşkü, Sultan II. Abdülhamid döneminde devlet işlerinin yürütüldüğü bir merkez olarak kullanılmıştır. Bu köşk, Osmanlı’nın son dönemlerindeki siyasi ve sosyal olayların merkezinde yer almıştır. Sarayın diğer önemli yapılarından biri ise Yıldız Porselen Fabrikası’dır. 1890 yılında kurulan bu fabrika, Osmanlı’nın sanat ve zanaat alanındaki başarısını simgeler. Fabrikada üretilen porselenler, bugün hâlâ yerli ve yabancı ziyaretçilere sergilenmektedir.

Fotoğraf Arşivi