“Frankfurt am Main” yani “Main Nehri üzerindeki Frankfurt”, içinden nehir geçen tüm şehirler gibi çok alımlı, doğayla iç içe. İş ve akraba ziyareti dışında -şehirde çok sayıda Türk yaşıyor- gezip görmek için pek de tercih etmediğimiz Avrupa’nın bu en zengin şehrinde ne için bulunuyor olursanız olun alışverişten konaklamaya ve ulaşıma, verdiğimiz bu ipuçları çok işinize yarayacak.
Müzeleri ve parklarıyla olduğu kadar iş ve finans merkezleriyle de ünlü “Avrupa’nın Manhattan”ına yazımızı okumadan gitmeyin.
Kente dair…
Almanya’da iki Frankfurt var. Bu nedenle bu şehirde yaşayanlar kente “Frankfurt am Main”, kendilerine de “Frankfurter” diyor. Köklü bir tarihe sahip olmasına karşın yeni bir şehir Frankfurt. İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olduktan sonra tamamen baştan sona tekrar inşa edilmiş. Ülkenin en büyük şehirlerinden olan Frankfurt, Avrupa’nın da en önemli havacılık, finans ve fuar merkezlerinden. Almanya Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası’nın burada oluşu, finans şirketlerine ait gökdelenlerin sıralandığı caddeleri ve en önemli uluslararası fuarlara evsahipliği yapışıyla kent, bu unvanlarını sonuna kadar hak ediyor.
Konaklama
Şehir yeni; 80’lerde baştan başa yeniden yapılmış ama aslına uygun bir şekilde. Özellikle Römer/Dom bölgesi tarihi mimariyi yaşamak, şehri gerçekten hissetmek isteyenler için oldukça ideal. Tipik Alman mimarisine özgü sivri çatılı, ahşap cepheli binaların bulunduğu Römer Meydanı’nda kendinizi 15. yüzyılda gibi hissedeceksiniz. Eğer gezi değil de iş nedeniyle buradaysanız bankalara, finans ve fuar merkezlerine yakın olan Willy-Brandt Meydanı çevresindeki bir otelde kalmanızda fayda var. Dev Euro heykelinin de bulunduğu bu bölge, İstanbul’daki Levent-Maslak’a çok benziyor. Fuar için şehirdeyseniz Messe Frankfurt bölgesine yakın bir yerde konaklamanızı öneririz.
Şehir içi ulaşım
Dünyanın en gelişmiş şehir içi raylı ulaşım sistemine sahip olan Franfurt’ta ister S-Bahn ve U-Bahn trenlerini, isterseniz tramvayı kullanabilirsiniz. Hemen her mahallesinde metro istasyonu olan bir şehir burası. Merkez istasyon ise Hauptbahnhof. Bilet fiyatları duraklara göre değişiyor. Tüm gün yollarda olacaksanız gün boyu sınırsız geçiş imkanı sağlayan biletlerden de alabilirsiniz. Yalnız değilseniz toplu seyahatler için oldukça mantıklı bir seçenek olan grup bileti alın; 5 kişiye kadar tüm gün limitsiz yolculuk yapabilirsiniz. Bu arada altını çizmeden geçmeyelim. Toplu taşıtlarda bilet gişesi ve görevli yok. Yalnızca bilet alabileceğiniz makineler var. Yani biletsiz olarak da metroya, trene binebiliyorsunuz. Ama bunu sakın denemeyin; ara sıra kontrol yapıyor ve biletsiz olanlara yüksek cezalar kesiyorlar.
Yeme-içme
Yalnızca Frankfurt’ta değil, Almanya’nın genelinde gıda ve yeme-içme fiyatları oldukça makul. Çok lüks bir yer aramıyorsanız restoranlarda da oldukça uygun rakamlar ödüyorsunuz. Bunun nedeni et fiyatlarının düşük olması. Şehirde dünya mutfaklarından lezzetler bulabileceğiniz 3 bine yakın mekan var. Bahşiş konusunda fazla bonkör olmanıza gerek yok; %5 bırakmanız yeterli. Şehrin en gözde caddeleri olan Fressgasse ve Zeil’de güzel mekanlar bulabilirsiniz. Yöresel tatları keşfetmek istiyorsanız, Alman usulü ekşi süt peyniri olan handkase’yi ve hemen hemen tüm yöresel yemeklerde kullanılan bir çeşit sos olan grüne sobe’yi denemelisiniz. Tatlı olaraksa bu mutfağa özgü bir kek olan Frankfurter kranz doğru tercih. Ben bildiğim tatlardan vazgeçmem diyorsanız şehrin her yerinde Türk dönerciler var; et ve tavuğun yanı sıra hindi seçeneği de mevcut.
Alışveriş
Alışveriş yapmak, hediye almak veya şehrin nabzını tutmak istiyorsanız Zeil Caddesi tam sizlik. Parfüm, mücevher, kozmetik, elektronik ürünler, spor malzemeleri, uluslararası ve ulusal el sanatlarının en güzel örnekleri, sanat eserleri, moda ve daha pek çok şeyi bir arada bulabileceğiniz, neredeyse tüm uluslararası markaların mağazalarının yan yana sıralandığı bir cadde, Zeil. Birkaç devasa alışveriş merkezine de evsahipliği yapan caddede, dinlenmek istediğinizde oturabileceğiniz keyifli mekanlar da var. Özellikle My-Zeil AVM, sıradışı mimasiyle gerçekten görülmeye değer. Franfurt’un en lüks caddesi ise Goethestrasse. Kaiserstrasse; mücevher mağazaları ve kürkçü dükkanlarıyla; Hanauer Landstrasse ise tasarım mobilyalar, antikalar, bakım ürünleri ve ev eşyaları mağazalarıyla ünlü. Devasa AVM’lerden ve lüks mağazalardan sıkılanlar, caddenin baş tarafında kurulan yerel halk pazarına uğrayabilir.
Kültür ve eğlence
Franfurt’a program yapmadan gittiyseniz ve nereyi gezeceğinizi bilmiyorsanız merkez tren garındaki turizm bürosuna danışabilir, ücretsiz harita edinebilirsiniz. Buradan şehirdeki tüm müzelere ücretsiz giriş imkanı tanıyan müzekart (museumsuferticket) da satın alabiliyorsunuz. Üzerinde ad- soyadınızın yazılı olduğu kartla şehirdeki 35 müzenin tamamına girebilirsiniz. Müzelerin bazılarında dil problemiyle karşılaşacaksınız. Çünkü çok popüler olanların haricinde küçük olanlarda Almancadan başka dilde açıklama yok. Kapıdaki İngilizce açıklamayla yetinmek zorundasınız.
Müzelerin haricinde şehir; ticaret fuarı, konferans, seminer, festival, sergi ve spor, edebiyat, tiyatro, film temalı sayısız etkinlikle kültürü ve eğlenceyi bir arada sunuyor. Dünyanın en eski fuar merkezlerinden olan kent, başta kitap fuarı olmak üzere, önemli kültür-sanat etkinliklerine de evsahipliği yapıyor. Festivallere gelirsek; Rheingau Müzik Festivali mayısta, Nehir Kenarı Müzeleri Festivali ise yaz sonu yapılıyor. Gezip görmeniz gereken yerlerin başında ise Goethe Evi, Frankfurt Operası, Eski Opera Evi, İngiliz Tiyatrosu ve Uluslararası Tiyatro Binası geliyor. Ben açıkhavada olmak, şehri baştan başa zahmetsizce turlamak istiyorum diyenleri ise Main’deki nehir turlarına veya renkli, nostaljik tramvay Ebbelwei Express’le şehir gezisine alalım.