
İstanbul’u anlatmaya nereden başlasak eksik kalır gibi hissediyorum. Her köşesinde ayrı bir tarih, her sokakta ayrı bir hikaye… Ama bazı yapılar var ki, hem göze hitap eder hem de zamanın izini bugüne taşır. İşte İstanbul’daki saat kuleleri tam da bu büyünün ortasında. Bugün İstanbul’un altı farklı saat kulesini birlikte gezeceğiz. Hazırsan başlayalım.
1. Dolmabahçe Saat Kulesi – Vakit, zarafeti severmiş
Dolmabahçe Sarayı’nın hemen girişinde, zarif mi zarif bir kule gözümüze çarpıyor. 1890’larda II. Abdülhamid tarafından yaptırılmış bu kule. Hani bazı yapılar vardır, ne yapsan çirkin çıkmaz ya fotoğrafta, işte bu kule onlardan. Şahane bir Osmanlı Barok üslubuyla yapılmış.
Bu kuleyi farklı kılan şeylerden biri de mekanik saati. Kule yapılırken saat mekanizması da Fransa’dan özel getirtilmiş. Bugün hâlâ çalışıyor olması ayrı bir güzellik.
- Ulaşım: Kabataş’tan yürüyerek ulaşmak mümkün.
- Giriş: Ücretsiz
- Instagramlık mı? Fazlasıyla.
2. Tophane (Nusretiye) Saat Kulesi
Tophane’deki saat kuleleri biraz karışık. Ama Nusretiye Camii’nin hemen yanında yer alan bu zarif kule, oldukça şık. 1848 yılında II. Mahmud zamanında inşa edilmiş. Hem zaman gösterecek hem de halka “modernleşiyoruz bakın!” mesajı verecekmiş.
- Tavsiyem: Galataport yürüyüşü sonrası uğrayın.
- Saat hala çalışıyor mu? Çoğu zaman evet ama bazen durmuş oluyor, şaşırmayın. :)
3. Tophane Saat Kulesi – Diğerinden farkı ne?
Tophane Parkı içinde yer alan bu kule, genellikle Nusretiye ile karıştırılıyor. Bu saat kulesi 20. yüzyılın başlarında yapılmış. Özellikle mermer kaplama yüzeyi ve sade yapısıyla dikkat çekiyor.
- Konum: Tophane-i Amire’nin biraz ilerisinde
- Fotoğraf severlere: Gölge oyunlarıyla harika kareler çıkıyor.
4. Şişli Etfal Hastanesi Saat Kulesi
Bu kuleyi ilk kez hastaneye refakatçi olarak gittiğimde keşfettim. 1907 yılında II. Abdülhamid tarafından yaptırılmış. Sade ama çok asil bir havası var. Hele o saatin üstündeki zarif çatı bölümü… Sanki mini bir saray kulesi.
- Bilgi notu: Hastane içinde yer aldığı için çok yaklaşmak zor ama bahçeden görülebiliyor.
5. Yıldız Saat Kulesi
Yıldız Parkı‘na ya da Yıldız Sarayı’na yolunuz düşerse, bu kuleye mutlaka uğrayın. 1890 yılında II. Abdülhamid tarafından yaptırılmış. Kule dört katlı ve oldukça detaylı süslemelere sahip.
- Tavsiyem: Sabah erken gidin, park sessizken.
- Karelik mi? Özellikle ilkbaharda çiçeklerle şahane kareler çıkıyor.
6. Üsküdar Saat Kulesi
Üsküdar Meydanı’nda, vapurdan iner inmez etrafınıza bakın. O kalabalığın içinde pek de fark edilmeyen ama anlamlı bir kule var: Üsküdar Saat Kulesi. 1890’larda II. Abdülhamid tarafından yaptırılmış. Zemin kattaki çeşmesi de ayrı bir güzellik.
- Ulaşım: Üsküdar Vapur İskelesi’ne 2 dakikalık yürüyüş mesafesi
- Ekstra bilgi: Restorasyon sonrası ayrı bir güzel oldu.
İstanbul’da saat kulelerini gezmek, aslında bir nevi zamanın içinde yolculuk yapmak gibi. Her kule, sadece zamanı değil, bir dönemin ruhunu da gösteriyor bize. Bir bakıyorsun Osmanlı’nın modernleşme çabaları, bir bakıyorsun Batı’ya özenilmiş ama ruhu bizden bir yapı…
Ben bu geziyi yaparken hem çok şey öğrendim hem de kendimi şehrin tarihine daha bağlı hissettim. Her kulede durup saatin kaç olduğuna baktım ama aslında ne kadar güzellik geçmiş gözümün önünden onu sayamadım.
Sizin Favoriniz Hangisi Olurdu?
Bizim macera böyleydi. Belki siz Dolmabahçe’nin zarafetine kapılırsınız, belki Yıldız’daki sessizliğe… Ama ne olursa olsun, yolunuz İstanbul’un bu zamansız köşelerine düşerse, saati boş verin, anın tadını çıkarın derim. Yolunuz açık, zamanınız bol olsun! :*